Türkiye'de tarım ve hayvancılık sektörü, son yıllarda pek çok zorlukla karşı karşıya kalırken, bazı alanlarda öne çıkan absurd durumlar dikkat çekiyor. Bu gelişmelerden biri, 100 bin lira gibi astronomik bir maaşla çoban arayışının sürmesine rağmen, henüz uygun aday bulunamamış olması. Çobanlık mesleği, yüzyıllardan beri süregelen bir gelenek olmasına rağmen, günümüzde bu alana olan ilginin azaldığı ve bu kadar yüksek bir maaşa rağmen uygun bir eleman bulmanın zor olduğu gözlemleniyor. Peki, bu durumu neye bağlıyoruz? Çobanın rolü, çalışma koşulları ve sektördeki değişimler üzerine detaylı bir inceleme yapalım.
Çobanlık, hayvancılık sektörünün bel kemiğini oluşturuyor. Yüzyıllar boyunca çiftliklerde, dağlarda ve meralarda hayvan sürülerini yöneten çobanlar, hayvanların sağlığı, güvenliği ve üretkenliğinden sorumlu. Ancak, modern sosyo-ekonomik koşullar çobanların bu mesleği sürdürmesini zorlaştırıyor. Gençlerin çoğu, zorlu çalışma koşulları ve düşük ücretler nedeniyle bu meslekten uzaklaşırken, tarım ve hayvancılığa olan ilgi gitgide azalıyor. Öte yandan, teknolojinin sektöre giriş yapması ve mekanizasyonun artması, çobanlık gibi geleneksel mesleklerin önemini sorgulattığı bir dönemden geçiyoruz.
100 bin lira gibi yüksek bir maaşın yanı sıra, çobanlık pozisyonlarının neden doldurulamadığı ise daha karmaşık bir meseledir. Öncelikle, çobanlık işi fiziksel olarak oldukça zorlayıcıdır. Uzun saatler, zorlu hava koşulları ve sürekli hareket gerektiren bu meslek, birçok kişi için cazip gelmiyor. Ayrıca, bu sektörde çalışma saatlerinin düzensizliği, istikrarlı bir yaşam standardı oluşturmayı zorlaştırıyor. Çobanlık yapmak isteyen bireyler için verimlilik ve sürdürülebilirlik açısından ne yazık ki dezavantajlar ortaya çıkıyor.
Bunlara ek olarak, genç neslin eğitim düzeyinin artması ve iş gücü pazarında daha cazip alternatiflerin bulunması, çobanlık mesleğinin göz ardı edilmesine yol açıyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan gençler, daha rahat bir yaşam sunan işleri tercih etmekte; bu nedenle kırsalda çalışmak istemiyor. Dolayısıyla, her ne kadar cazip görünen yüksek maaş, bu mesleğe dönüşümde yeterli bir motivasyon unsuru olamıyor.
Öte yandan, yaşlı nüfusun çobanlık mesleğinden emekli olması, sektördeki iş gücünü ciddi bir şekilde etkilerken, kalifiye gençlerin bu boşluğu doldurmaması da başka bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Hayvan sağlığı, sürü yönetimi ve modern pazarlama teknikleri gibi konularda yeterli bilgiye sahip olmayan bireylerin, bu sektörde sürdürülebilir bir şekilde çalışması da zor. Sonuç olarak, çobanlık pozisyonları, yüksek maaşlara rağmen, başvuruların olmamasıyla bu meslek dalında bir kriz durumuna dönüşüyor.
Sonuç olarak, Türkiye'de çobanlık mesleği, gelenekselliğin modern zorluklarla buluştuğu bir kavşakta bulunuyor. 100 bin lira maaş gibi çekici bir teklif bile, bu zorlu mesleği icra etmekten çekinen bireyleri ikna etmeye yetmiyor. Çobanların, sektördeki durumlarını güçlendirmek adına hem eğitim hem de çalışma koşullarında radikal değişiklikler yapılması gerektiği aşikar. Bu durumda, hem tarım hem de hayvancılık sektörlerinin sürdürülebilirliği açısından hayati bir öneme sahip olan çobanlık mesleği, ülkemizde ön plana çıkmak için yeni stratejilere ihtiyaç duymaktadır.