Türkiye'nin dört bir yanında kaybolmaya yüz tutmuş mesleklere dair bir umut ışığı olarak parlayan 77 yaşındaki ustamız, 63 yıldır sürdürdüğü zanaat aşkıyla dikkat çekiyor. Geleneksel sanatların yok olmaya başlandığı günümüzde, bu ustanın hikayesi, sadece bir meslek hayatı değil, aynı zamanda bir tutku ve azim hikayesidir. Bugün, ustamızın hayatı, mesleği ve zanaatına olan bağlılığını detaylı bir şekilde ele alarak, onun bu sürekliliğin sembolü haline gelmesini sağlayan değerleri ortaya koyacağız.
Ustamız, çocuk yaşta öğrenmeye başladığı mesleğinde, zamanla kendi tarzını geliştirmiş ve bugün Türkiye’nin en iyi ustalarından biri haline gelmiştir. Çıraklık döneminde, ustalarının ona kattığı değerler ve öğrenme aşkı, onun için sadece bir meslek değil, hayatının bir parçası olmuştur. 63 yıl önce başladığı bu yolculuk, yıllar içerisinde pek çok zorlukla karşılaşmasına rağmen, onun azmini asla kırmamıştır. Her sabah dükkânına girdiğinde duyduğu heyecan ve işini sevgiyle yapma arzusu, ona bu kadar uzun yıllar dayanmasını sağladı.
Bugün, ustamız yalnızca kendi işini yürütmekle kalmıyor, aynı zamanda genç nesillere de eğitim vererek, onların doğru yolda ilerlemelerine yardımcı oluyor. Her gün dükkânını ziyarete gelen gençler, ustamızdan sadece işin püf noktalarını öğrenmekle kalmıyor, aynı zamanda onun yaşam felsefesini ve mesleğe olan tutkusunu da gözlemliyorlar. Ustamız, gençlerin gelecekte bu mesleği sürdürmelerinin önemine inanıyor ve bu nedenle onlara kapılarını sonuna kadar açmış durumda. Onun için en büyük ödül, bir gün bu zanaati devralacak yeni nesillerin çıkacak olması.
Ustamızın öğretici rolü, sadece işin teknik detaylarıyla sınırlı değil. Aynı zamanda ona olan saygı ve sevgi de bunun bir parçası haline gelmiş. Gençler, ustamızın ustalığını sadece işle değil, ahlakı ve karakteriyle de öğreniyorlar. Ustamız, her bir öğrencisi için bir mentor, bir rehber olma yolunda yoğun çaba harcıyor. Bu doğrultuda, onu örnek alan birçok genç, kendi işlerinde de aynı azimle hareket etme çabası içerisindeler.
Ustamızın hikayesi, sadece bir meslek yaşamı değil; aynı zamanda bir neslin hikayesidir. Onun gibi ustaların yetişmesi, Türkiye'nin kültürel mirası açısından son derece önemli. Zanaatkârlığın kaybolmaya yüz tuttuğu günümüzde, bu tür hikayeler sadece birer anı değil, aynı zamanda geleceği de şekillendiren durumlardır. Mesleğinin son ustası olarak, ustamız, genç nesillere yaptığı katkılarla birlikte, bu mesleğin yaşatılması adına bir köprü vazifesi görüyor.
Gelecek adına umutla bakan ustamız, 63 yıllık meslek hayatında edindiği deneyimlerle dolu birçok anıyı paylaşarak, izleyicilerine sadece bir meslek öyküsü değil, aynı zamanda bir yaşam dersi veriyor. İşini severek yapmanın getirdiği mutluluğu her1 gülümsemesinde taşırken, toplumda bu tür değerlerin ne kadar önemli olduğunu da vurgulamaktan geri kalmıyor.
Sonuç olarak, 77 yaşında ve 63 yıllık bir meslek hayatıyla, ustamız yalnızca bir zanaatkar değil, aynı zamanda bir ilham kaynağı olarak öne çıkıyor. Onun azmi ve tutkusu, genç nesiller için bir yol gösterici olurken, zanaatkârlığın geleceğine dair umut ışığı olmaya devam ediyor. Bu tür insana dair hikayeler, günümüz dünyasında sanatı ve zanaatı yaşatmanın yanı sıra, toplumsal değerleri de ortaya koymamıza olanak tanıyor. Ustamız, hem geçmişe hem de geleceğe köprü olmayı sürdürüyor, ve bu da onu sadece bir meslek erbabı olmaktan öte, bir yaşam sembolü haline getiriyor.