Organ nakli, modern tıbbın en büyük başarı hikayelerinden biri olarak öne çıkıyor. Günümüzde her yıl yüzlerce insan, organ bekleme listelerinde yaşam savaşı verirken, bazı durumlarda bu hayati müdahale, beyin ölümü gerçekleşmiş bireylerin organlarıyla mümkün olmaktadır. Son günlerde yaşanan bir olay, organ bağışı konusunun bir kez daha önemini gözler önüne serdi. 53 yaşında beyin ölümü gerçekleşen bir hasta, geride bıraktığı organlarıyla beş kişiye umut ışığı oldu.
Yaşanan bu trajik olay, ülkemizdeki organ bağışı çalışmalarını ve bunun önemini bir kez daha gündeme taşıdı. Geçtiğimiz hafta, bir trafik kazası sonucu ağır yaralanan 53 yaşındaki E.B., hastaneye kaldırıldığında tüm müdahalelere rağmen beyin ölümünün gerçekleştiği bildirildi. Ailesinin yaşadığı derin üzüntüye rağmen, organ bağışı kararı, başka hastalar için bir yaşam kaynağı olacağını düşündürerek alındı. Aile, E.B.'nin hayatını kaybetmesinin ardından organlarının başka insanlara umut olmasını istemeleri üzerine bu kararı verdi.
Hastanın organlarının alınması için gerekli yasal prosedürler hızla başlatıldı. E.B.’nin kalp, böbrekleri ve karaciğeri, uzman cerrahlar tarafından alınarak, uygun bir şekilde bekleyen hastalara ulaştırıldı. Organların taşınmasında, modern tıbbın sunduğu imkanlar ve organ nakli ekiplerinin azmi sayesinde oldukça hızlı ve etkili bir süreç geçirildi. Zira, her geçen dakika nakil bekleyen hastalar için yaşam ile ölüm arasındaki ince bir çizgi anlamına geliyor. Beş farklı hastaya yapılan nakil işlemleri başarıyla gerçekleştirildi ve hastaların durumları iyiye doğru ilerlemeye başladı.
Bu olay, Türkiye’de organ bağışının ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlatırken, daha fazla bireyin organ bağışı konusunda bilinçlenmesi gerektiğinin de altını çiziyor. Türkiye'de organ bağış oranları istenilen seviyede değil; dolayısıyla insanların, organ bağışının hayat kurtaran bir eylem olduğunu anlamaları gerekiyor. Toplumda bu bilinci yükseltmek için sivil toplum kuruluşları ve sağlık kurumları çeşitli kampanyalar yürütmekte, medya da bu konuda bilgi verme ve farkındalık artırma görevini üstlenmektedir.
E.B.’nin organlarının bağışlanması, sadece diğer hastalar için değil, aynı zamanda aile bireyleri ve kendisinin hayatına saygı duruşu niteliği taşıyor. E.B.’nin ailesi, bu zor süreçte kendilerine karşılıksız bir iyilik yapmanın kendilerini biraz olsun rahatlatacağını belirtti. Yaşanılan bu olay, organ bağışının hayat kurtarmanın yanı sıra, geride kalanların acılarını biraz olsun hafifleten bir anlam taşıdığını gözler önüne sermektedir. Aile, E.B.'nin yaşamına devam eden insanların hayatına dokunabilmesinin kendileri için bir teselli kaynağı olduğunu ifade etti.
Sonuç olarak, organ nakli birçok hayatı kurtarma potansiyeline sahip bir süreçtir. Ancak, bu sürecin işler hale gelmesi için toplumdaki tüm bireylerin organ bağışı konusunda bilinçlenmesi, duyarlı olması ve bu konuda adım atması kaçınılmazdır. E.B. örneği, sadece bir kadim yaşam hikayesi değil, aynı zamanda daha fazla hayatın kurtulmasının, toplumun bilinçlenmesiyle mümkün olabileceği gerçeğini bir kez daha hatırlatmaktadır. Unutmayalım ki; organ bağışında bulunmak, yaşamaya devam edenlere umut ışığı olmaktır.