FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in mezarının camlarla çevrilmesi, hem Türkiye'de hem de uluslararası platformda tartışmalara yol açtı. Gülen'in ölümü sonrası geride bıraktığı miras ve vasiyet konuları, örgüt içindeki çeşitli gruplar arasında ciddi ihtilaflara neden oldu. Bu durum, FETÖ’nün yurt içindeki ve yurtdışındaki faaliyetlerini nasıl etkileyecek? İşte bu sorunun yanıtı, FETÖ'nün geleceği açısından büyük bir önem taşıyor.
Öğrencileriyle birlikte oluşturduğu gizli yapının liderliğini yapan Fetullah Gülen, 2023 yılında geçirdiği rahatsızlık sonucunda hayatını kaybetti. Gülen’in cenazesi, doğduğu yer olan Pennsylvania’da gömüldü. Mezarı, çevresinde cam alan oluşturularak koruma altına alındı. Bu durum, hem Gülen'in fanatik takipçileri hem de onun mirasını sürdürmeye çalışan örgüt için bir sembol haline geldi. Ancak camların ardında yatan gerçek, bunun sadece bir korunma mekanizmasından ibaret olmadığıdır.
Gülen'in ölümü sonrası, FETÖ içinde liderlik mücadelesi ve mirasın paylaşımı konusunda ciddi tartışmalara başgörüldü. Üst kademelerdeki bazı isimler, Gülen’in mirasından pay almak için birbirleriyle yarışıyor. Kimi, Gülen’in vasiyetine göre hareket ederken, kimisi de kendi siyasi ve maddi çıkarları doğrultusunda adımlar atmaya çalışıyor. Miras kavgası, bir yandan FETÖ’nün yapısında zayıflamalara yol açarken, diğer yandan hâlâ kâr amacı gütmeyen birçok örgüt için de ciddiyetle ele alınması gereken bir konu haline geldi.
FETÖ’nün örgüt içindeki gerilimi artıran bu miras ve vasiyet krizi, birçok eski liderin birbirleriyle çatışmasına neden oldu. Yurt dışında yaşayan bazı FETÖ mensupları, Gülen’in vasiyetinde özel bir madde olduğunu iddia ederken, diğerleri ise bu iddianın asılsız olduğunu savunuyor. Bunun ötesinde, kimlerin Gülen’in gerçek vasiyetine vakıf olduğu ve bu bilgilere nasıl ulaştıkları da tartışmalara neden olmaktadır.
Bazı eski FETÖ üyeleri, örgüt içerisinde bulunan karışıklıkları ve çatışmaları fırsat bilerek kendi kişisel çıkarları için yeni ittifaklar kurmaya başlamış durumda. Özellikle yurt dışında bulunan ve Türkiye ile çatışma halinde olan FETÖ üyeleri, Gülen’in mirasını yaşatmak adına farklı stratejiler geliştirmeyi amaçlıyor. Bu durum, FETÖ’nün uluslararası ilişkilerinde de yeni bir dönem başlangıcının habercisi olabilir.
Örgütün kültürel ve sosyal faaliyetleri üzerindeki etkisi, çeşitli finansman kaynaklarının da tartışma konusu olmasına yol açtı. Gülen’in vefatından sonra, bazı fonların ve eğitim projelerinin nasıl yönetileceği konularında belirsizlikler ortaya çıktı. Bu belirsizlikler, FETÖ’nün düşüşte olan gücünü daha da zayıflatabilir. Diğer yandan, miras mücadelesinin derinleşmesi, örgütün disiplinini ve bağlılığını da ciddi biçimde sorgulatıyor.
Türkiye’deki yetkililer, FETÖ'nün mirası konusunda daha önceki gibi dikkatli ve tedbirli değil. Bu nedenle, tartışmaların ve bunun sonucunda yaşanan bölünmelerin yeniden örgütün eski etkilerini kazanması konusunda riskleri artırabileceği göz önünde bulunduruluyor. Yine de, Gülen’in ölümü sonrası devam eden bu çatışmaların, FETÖ’nün uluslararası arenadaki pozisyonunu nasıl etkileyeceği henüz belirsizliğini koruyor.
Sonuç olarak; FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in mezarının camlarla çevrilmesi ve bunun beraberinde getirdiği miras ve vasiyet krizinin, terör örgütü içinde yarattığı huzursuzluğun artmasına neden olduğu aşikâr. Bu süreç, hem FETÖ’nün geleceği hem de Türkiye’nin güvenliği açısından büyük bir önem taşımaktadır. Örgüt içinde süren bölünmeler ve kargaşa, FETÖ’nün toplumsal etkilerini her geçen gün daha çok sorgulatıyor. FETÖ ile bağlantılı kitlelerin, bu gelişmelere nasıl yanıt vereceği ise merak konusu olmaya devam ediyor.