Son günlerde yaşanan dolandırıcılık olayları, FETÖ bağlamında gelişen siber suçlar ve insanları manipüle etme taktikleri, duyulan korkunun yanı sıra büyük bir endişe yarattı. Özellikle, 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişiminden sonra, FETÖ mensubu oldukları iddia edilen bazı şahısların karanlık yüzü, toplumda ciddi bir travma bıraktı. Bu kötü niyetli kişilerin, FETÖ ile bağlantılı oldukları yönündeki korkularını pazarlamakta ve insanları dolandırmakta ustalaştıkları ortaya çıktı. Dolandırıcılığın boyutları, mağdurların sayılarındaki artışla birlikte gün yüzüne çıkmakta. Bireylerin, bazı dolandırıcılar tarafından hedef alındığı, FETÖ şüphesinin bir bahane olarak kullanıldığı iddiaları, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor.
FETÖ terör örgütüne yönelik başlatılan operasyonlar ve yapılan tutuklamaların ardından vatandaşlar, bu korku ile dolandırıcılara karşı savunmasız hale geldi. Özellikle sosyal medya üzerinden yapılan dolandırıcılık da dikkat çekiyor. İnsanlar, sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar ve ilanlarla, kendilerine FETÖ bağlantılı olduğu iddia edilen bir durumla karşılaştıklarında aniden korku duyuyorlar. Dolandırıcılar, bu korkuyu kullanarak, kişilere şantaj yapıyor veya onları acil durumlara sürükleyerek para talebinde bulunuyor. "Eğer bu durumu bildirirsen başın belaya girer" gibi tehditler, mağdurların itiraf etme cesareti bulmalarını zorlaştırıyor.
Öne çıkan dolandırıcılık vakaları arasında, yalnızca birkaç gün içinde mağdurların kaynağını bilmediği bir hesapla büyük meblağlar gönderdiği, ya da bir durumu düzeltmek için şartlı olarak para ödemeye ikna edildiği olaylar yer alıyor. Bu dolandırıcılık yöntemleri sonucunda, FETÖ korkusu üzerinden yapılan haksız kazançlar milyonlarca liraya ulaşmış durumda. Dolandırıcıların, yasal ağı ve toplumda duyulan endişeleri kullanmalarındaki ustalık, bu tür suçların yayılmasına zemin hazırlamaktadır. Ancak bu durum, sadece kişisel kayıp değil, aynı zamanda toplumun genel güven algısını da olumsuz etkiliyor.
Mağdurların durumu, sadece maddi kayıp ile kalmayıp, aynı zamanda psikolojik etkileriyle de derin yaralar açmakta. İnsanlar, dolandırıldıklarını anladıklarında sadece paralarının kaybı ile kalmayıp, aynı zamanda güvenlerini, itibarlarını ve toplum içindeki yerlerini de kaybettiklerini düşünüyorlar. Özellikle de devletin bu konudaki ciddiyeti ve gerekli önlemleri alıp almadığı konusundaki belirsizlik, toplumda daha büyük bir korku ve kaos yaratarak bu tarz dolandırıcılıkların önceki dönemlerden daha çok artmasına sebep oluyor.
Bu tür suçlarla mücadele edebilmek için uzmanlar, toplumda bilinçlendirme ve eğitim çalışmalarının artırılması gerektiğini söylüyor. Ayrıca, herhangi bir şüpheli durumda insanların derhal yetkililere başvurmalarının önemi vurgulanıyor. Kişisel ve toplumsal güvenliğin sağlanması, bu tür dolandırıcılık olaylarının en aza indirilmesi için büyük bir gereklilik haline gelmiştir. Yasanın sesinin, dolandırıcıların sesinden daha gür çıkması için gerekli tedbirleri almak, herkesin ortak sorumluluğudur.
Sonuç olarak, FETÖ yalanları ile dolandırıcılığın önlenmesi, toplumda güven ortamını yeniden tesis etmenin yanı sıra, bireylerin kişisel güvenliklerini sağlamaları için de elzem bir adımdır. Unutulmamalıdır ki bilgi ve dayanışma, dolandırıcılıkla mücadelede en etkili silahlardır. Bu yüzden toplumun her kesiminin dikkatli olması ve duyarak yaşamaya devam etmesi son derece önemlidir.