İklim değişikliği, tüm dünyayı etkileyen ve ciddi sonuçlarla karşı karşıya bırakan bir olgudur. Ülkeler, iklim kriziyle mücadele edebilmek için yeni yasalar ve düzenlemeler geliştirmeye yönelik adımlar atmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye’nin de önemli bir adım atarak kabul ettiği İklim Kanunu, 2025 hedefleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Peki, bu yeni kanunun ana maddeleri neler, yasalaştı mı ve hangi tarihte Resmi Gazete’de yayımlandı? İlgili bilgileri başlıklar altında detaylandıracağız.
İklim Kanunu, devletlerin iklim değişikliği ile mücadele etme ve sürdürülebilir gelişim hedeflerine ulaşma amacıyla tasarlanmış bir yasal çerçevedir. Türkiye’de kabul edilen İklim Kanunu, çevre ve ekosistem koruma, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesi gibi unsurları içermektedir. Bu kanunun temelinde, Paris İklim Anlaşması’na taraf olmanın gereği olarak, sera gazı emisyonlarının azaltılması hedefi yer almaktadır. Aynı zamanda, Türkiye’nin iklim hedefleri doğrultusunda gerekli adımları atarak, uluslararası standartlarla uyum sağlaması amaçlanmaktadır.
İklim Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle birlikte, Türkiye’nin iklim politikaları daha da sistematik bir hale gelmiş olacak. Bu bağlamda, karbon salınımını azaltma hedefleri, ulusal düzeydeki sanayi, ulaşım ve enerji politikalarıyla entegre edilerek uygulanacaktır. Hükümetin, belirlediği hedefler doğrultusunda tüm sektörlerde köklü değişiklikler yapması beklenmektedir.
İklim Kanunu’nun ana maddeleri, iklim değişikliği ile ilgili ciddi ve etkili adımlar atmayı hedeflemektedir. 2025 yılı için belirlenen ilk hedefler arasında, Türkiye’nin sera gazı emisyonunu 2018 yılına göre %21 oranında azaltması yer almaktadır. Bu hedefe ulaşıldığında, Türkiye, Paris İklim Anlaşması’ndaki taahhütlerini de yerine getirmiş olacaktır. Ayrıca, 2025 yılı itibarıyla yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji üretimindeki payının %30’a çıkarılması hedefleniyor. Bu noktada, güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarının artması öngörülüyor.
İklim Kanunu, aynı zamanda yerel yönetimlerin de iklim politikalarına katılımını teşvik etmeyi amaçlıyor. Yerel yönetimlerin iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki yetkilileri artırılacak, çeşitli eğitim programları ve etkinliklerle bu konudaki farkındalık artırılacaktır. Bu doğrultuda, yerel yönetimlerin iklim eylem planları hazırlamaları teşvik edilecektir.
İklim Kanunu’nda, sera gazı emisyonlarının izlenmesi ve raporlanması ile ilgili düzenlemeler de yer almaktadır. Sera gazı emisyonları, belirli bir süre içinde düzenli olarak raporlanacak ve bu veriler kamuoyuyla paylaşılacaktır. Bu uygulama, emisyon izleme sisteminin sağlam bir alt yapı ile işleyebilmesini sağlayacaktır.
İklim Kanunu'nun yasalaşıp yasalaşmadığı ve Resmi Gazete’de yayımlanıp yayımlanmadığı ile ilgili bilgiler de merak konusu. 2023 yılının sonlarına doğru bu yasanın Meclis’ten geçtiği ve Resmi Gazete’de yayımlandığı duyurulmuştur. Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, tüm bu hedefler ve düzenlemeler resmi olarak uygulanmaya başlanmıştır. Kanunda, yürütme yetkisi ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na verilmiştir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelesine hukuki bir çerçeve kazandıran İklim Kanunu, ülkenin çevre politikaları açısından bir dönüm noktası oluşturmaktadır. 2025 hedefleri ile birlikte, daha sürdürülebilir bir gelecek için atılacak adımlar ve yapılacak yenilikler, iklim krizinin etkilerini en aza indirgemek adına büyük önem taşımaktadır. Bu süreçte, hem devletin hem de bireylerin üzerine düşen görevler bulunmaktadır. Ülkemizin bu konuda ne denli ilerleyeceği, toplumun genel bilinçlendirilmesi ve çevre konularına duyarlılığı ile doğrudan ilişkilidir.