Son günlerde medyanın gündeminde yer alan Şeyma'nın ölümü, ardında birçok soru işareti bırakmaya devam ediyor. 25 yaşındaki genç kadının ölü bulunduğu evdeki koşullar ve elde edilen yeni bulgular, olayı derinlemesine inceleyen yetkilileri ve halkı şüpheye düşürüyor. Şeyma'nın intihar mı yoksa cinayet mi kurbanı olduğu sorusu, ailesi ve yakınları tarafından gündemde tutulan bir konu haline geldi.
Olayla ilgili yürütülen soruşturmanın en dikkat çekici bulgularından biri, pencerede bulunan parmak izi oldu. Olay günü Şeyma'nın evine giren çıkış yapanların profillemesi yapılarak, bu parmak izinin kime ait olduğu araştırılıyor. Uzmanlar, pencereden birinin içeri girmiş olabileceği ihtimalinin araştırıldığını, bu durumun cinayet tezini güçlendirdiğini belirtiyor. Ancak şu anda parmak izinin kime ait olduğu konusunda net bir bilgiye ulaşılamadı. Aile, kayıplarının intihar olduğu iddialarını kabul etmemekte kararlı. Onlar için önemli olan, Şeyma’nın kesin ölüm nedeninin belirlenmesi.
Şeyma'nın ölümünün ardından ailesi, genç kadının mental sağlığı hakkında bazı açıklamalarda bulundu. Aile üyeleri, Şeyma'nın son dönemlerde herhangi bir ruhsal bunalım yaşamadığını, sosyal çevresi ile ilişkilerinin oldukça sağlam olduğunu duyurdu. Bunun yanı sıra, Şeyma’nın yaşamı boyunca cerrah olarak çalışan bir anneye ve psikolog bir babaya sahip olduğunu ve çocukluğunda böyle bir olayın yaşanmasına zemin hazırlayacak hiçbir durum olmadığını vurguladılar. Aile avukatları aracılığıyla yaptıkları açıklamada, “Bize intihar ettirildi demek ayrımcılık. Kızım hayata bağlı biriydi. Bu olay bir cinayettir." dedi.
Olayla ilgili yürütülen soruşturmanın ne yönde gideceği belirsizliğini korurken, şüpheli birinin kim olduğuna dair şehirdeki birçok kişi çeşitli spekülasyonlar yapmaya başladı. Sosyal medya platformlarında da konuyla ilgili çeşitli tartışmalar başlatıldı. Bu durum, cinayet olarak değerlendirilecek bir olayın yaşanıp yaşanmadığına dair toplumda iki farklı görüş oluşmasına zemin hazırlıyor. Bir grup, yaşananların ruhsal bozukluktan kaynaklanabilecek intihar olduğuna inanırken, diğer grup Şeyma’nın çevresinde oluşturulmuş bir kirlilik olduğunu iddia ediyor.
Tüm bu gelişmeler, olaya dair dikkati artırmış durumda. Genç kadının ölümü, yalnızca aile için değil, sol elle yaptığı resmiyle tanınan birçok sanatçı için de bir kayıp olarak hissediliyor. Şeyma, zorlu yaşam mücadelesiyle gençlerin idolü olmuştu ve birçok kişinin kalbinde iz bıraktı. Kendisiyle yapılan röportajlarda, sosyal adalet ve eşitlik üzerine konuşan, toplumun sorunlarıyla ilgili duyarlılığı ön plana çıkaran bir kişilikti. Aile eğer kesin bir sonuç almadan olay kapanırsa, bunun hem kendileri hem de topluma karşı büyük bir adalet kaybı olacağını düşünüyor.
Şeyma'nın ölümüne dair soruşturmaların devam etmesi gerekiyor. Her ne kadar toplum içinde intihar ve cinayet gibi konular sıklıkla tartışmaya açılmakta olsa da, somut kanıtlar ortaya çıkmadan bir sonuca varmak mümkün değil. Uzmanlar, soruşturmanın şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve olaya dair tüm bilgilerin açığa çıkarılması gerektiğine vurgu yapıyor.
Bütün gözlerin çevrildiği olay, sadece bir genç kadının trajik ölümü değil, aynı zamanda toplumun nasıl işleyişine dair kritik bir viraj olarak belirmekte. Şeyma'nın annesi, "Herkesin bize yardım etmesini istiyoruz. Kızım bu dünyada yalnızca insanları sevmek için vardı. Adalet yerini bulsun" diyerek, tanıdıklarına ve medyaya son bir kez daha seslenmiş oldu. Bu karmaşık cinayet ve intihar alanındaki karanlıkta, bir ışık bulma umudu için çabalar sürmekte.